Saturday, January 14, 2017
Kusmak Bölüm 1 Açılış ve Kayıt
Vapura binemedim blog...4o'tan fazla ayın hatrına vapura binemedim, geri gitti ayaklarım, ağlayarak çıkardım Kadıköy'ün tadını. Her zaman gülümsetmicekti yüzümü zaten biliyordum fakat bu erken geldi benliğime. Hayatın acımasızlığını tanıdım, yalan mumunun istenirse sönmeyeceğini aksine çevrenizi dahi yakabileceğini farkettim bugünlerde. 22 yaşında aklı başında biri için geç olmuş bile aslında. Size söylenen, empoze edilen güzel lafların 5 günlük ömürleri olduğunu kavradım, aynı süre zarfında dün "tanımıyorum" denilen insanlar için sürprizler yapılabiliceğini, yıllardır bahsedilen yasakların delinebileceğini kavradım kelebeğin ömründen az biraz gün daha fazla olucak süreç içinde. Aldatıldım düşüncesinin beynimi kemirdiği bir gerçek. Aslında mantığa göre aldatılmadım tezini savunabilirsiniz hayatta ama başkasıyla birlikte olduğun süre içinde sadece başka biriyle mi olmak mıdır bu kelimenin karşılığı ? Sanmıyorum okur. 1000'den fazla gününüzü verdiğiniz, birlikte 3 yaş büyüdüğünüz, karış karış gezdiğiniz sokakların hatrı hala sıcak dururken 3 günde unutulmak aldatılmanın belkide gizli kalmış anlamına çıkmıyor mu şimdi, kandırıldığınızı yüzünüze vurmuyor mu ? Ayrılığı kabullenmiştimde, geliyorum diyordu zaten, hızlıydı, herkes farkındaydı geldiğinin ve ironiktir ki çok fazla acıtacağının. Yıkıp geçtide ama biliyor musun ayrılığın ilacı kısa sürede unutulmakmış aslında. O kadar kısa sürede "tanınmayan" insanların nargile sofralarında akşamın bir saatinde unutuldum ki ayrılığı unuttum, acısından kurtuldum. Ölümcül acı veren bir hastalığa gelen ötenazi kararı gibiydi bu tek bir farkla öldürülmedim, yaşarken ölü olduğumu düşünüyorum şimdilik. Ayrılık acısından kurtuldum fakat kurtulmak için hiç olmayacak bir yoldu bu anladığınız üzere. Silmek için uğraşıyorum eskileri, geçmişi, yaşanmışlıkları, sokakları, Moda Parkı'nı, Kadıköy'ün sokaklarını kısaca her şeyi. Fakat inanmıyorum başarabileceğime ; 1000'den fazla günde söylenen aşk cümlelerine, seni bırakamam demelerine, sensiz yapamam söylemlerine her söylendiğinde saf çocuk gibi inanan ben bu sefer inanmıyorum. İnat edip kendimi mahvedeceğimi bile bile inanamıyorum yıllarımı verdiğim birini silebileceğime, ilaç olarak sunulan zamanın herhangi pozitif etki ediceğine, elimden bir şey geliceğine dahi inanmıyorum kısa sürede unutulmuş olduğumu düşündükçe sıkışan kalp ve alış verişini sağlayamadığım bir nefes düzenine sahip yaşıyorum bu haldeykende bir şey yapabileceğime de inanmıyorum doğrusu. Kandırıldım anladığın, aldatıldım, unutuldum her kim okuyorsa bu satırı ve umrunda dahi olmasa. Sen kandırılma istiyorum diye de klavyeden gidiyor post'a kelimeler aslında. Ne yapıp et kandırılma.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)

No comments:
Post a Comment